Hekimhan Sözlüğü

HEKİMHAN SÖZLÜĞÜ

Prof. Dr. Murat KARA

Bu dosya 1998 yılından beri bilgisayarlarımda duruyordu. Daha kapsamlı hale getirmek bir şekilde nasip olmadı. Deyişleri bir kaç gün öncede facebookta yayınlamıştım. Dosyanın içinde işlerine yarayan kelimeler veya deyişler varsa Güngör BEBEK hocamızdan ve diğer edebiyatçı arkadaşlardan faydalanmalarını rica ediyorum.


HEKİMHAN’A ÖZGÜ K E L İ M E L E R

A
Anğrı:
 Takip ederek, izleyerek (damın duluğundan aarı gel)
Akhmın: Hayvan gübresi
Alık: Aptal, anlayışsız
Alkış: Dua (gerçek anlamı budur).
Arıstak: Tavan
Ayakçak: Merdiven
Ayakyolu: Helâ
Aş: Pilav
Aşyağı: Tereyağı

B
Balak:
 Kir
Bar: Ağızda dudakların birleştiği yerde oluşan beyaz veya sarı kir; 
Ağız barı, diş barı, bardak barı vb. gibi...
Bastık: Pestil. Nişe ve köpük bastığı diye iki çeşidi vardır.
Bayak: Şimdi, biraz önce
Beştaş: Beş taşla oynanan bir çocuk oyunu
Bıldır: Geçen sene
Bibi: Hala
Bön: Saf
Bürük: Tülbent

C
Cağ:
 Şiş
Carı: Acele etmek
Cazı: Cadı
Cılga: Patika yol
Cıllımcırt: Hafif, ciddiyetsiz kişi
Cıncık: Cam eşya
Cıngı: Hıvılcım
Cıymak: Kedi tırmığı
Cıymalamak: Tırmalamak
Cızı: Ağustosböceği
Cor etmek: Sohbet etmek
Culuk: Hindi
Cücük: Civciv

Ç
Çanğ:
 Oda veya mutfak içinde içinde eskiden banyo yapılan yer
Çağa: Bebek, çocuk
Çağna: Çağlayan
Çakşak: Sağlam olmayan, sallanan bir yapıya sahip
Çakşamak: Titremek Sallanmak
Çaşıt: Çok gezen, casus, gözetleyici
Çaşkır: Bayan şalvarı
Çaykara: İçmek amacıyla özellikle dere kenarlarında veya vadi diplerinde kazılarak suyun ortaya çıkarıldığı küçük kuyucuklar
Çaynak: Ağaç veya ot kökünün saçaklı dalları
Çebiş: Bir yaşında dişi keçi
Çepik: Alkış
Çimmek: Yıkanmak
Çirtermek: Yeşillenmek, tohumun can bulması
Çirtik: Kabartı
Çorlu: Hastalıklı
Çöğdürmek: İşemek
Çölpeşik: Beceriksiz, eli ayağı birbirine dolaşan
Çömçe: Kepçe
Çöplek: Küçük odun parçası

D
Dığrak
: Zarif, ince yapılı
Dişbudak: Çok sağlam çürümeyen muhtemelen meşenin akrabası bir ağaç
Dağın: Kuş üzümüne ve kuş kirazına çok benzeyen ağacı oldukça sağlam ve geç büyüyen bir bitki
Dehre: Tahra
Dek durmak: Uslu durmak
Dombalak: Takla atmak
Domur: Tomurcuk
Donyağı: Hayvan iç yağlarından eritilerek kalıplara dökülüp özellikle kışın satılan yemeklik katı yağ. Yapılan yemeklerin kokusu 500 metreden hissedilirdi.
Döşürmek: Dilenmek
Döşürcü: Dilenci
Duluk: Yan taraf
Dulda: Gölge

E
Ekşiliekmek:
 Saç üzeri pişirilen mayalı biraz kalınca yayvan ekmek
Elekçi: Çingene
Eringeç: Üşengeç
Evlik: Salon
Ece: Ağabey
Eğiş: Ateş küreği, hamur keseceği
Elbiz: Örümcek
Enik: Köpekgillerin yavruları
Eseletten: gerçekten
Eşkere: Açıktan, gizli olmayan

F
Farç etmek:
 Herkese rezil etmek
Fetir: Yufkaya benzer fakat mayasız hamurdan yapılan taze taze yenen ekmek
Fenikmek: Bunalmak
Ferik: Keklik civcivi
Firik: Buğdayın olgunlaşmadan önceki son hali (firik ütülünce harika olur.)
Fol: Tavukların yumurtlamasını teşvik için kullanılan yumurta
Folluk: Tavukların yumurtladığı yer

G
Gafla gediği:
 Kafile gediği, Kafilelerin ilk görüldüğü nokta
Galık; Evde kalmış
Gağırtlak: Âdem elması büyük veya kibirli kişi
Gallengop: Acele ile, seri hareketlerle bir şeyi yapma eylemi
Geçe: Suyun veya bir vadinin öbür yakası
Gejgere: Sedye gibi eşya taşıma aleti
Gıdik: Keçi yavrusu
Gıngıcıyaylı: Tahtarevalli
Gırad: Bir tenekeye eşit ölçü birimi (17 kg)
Gıyık: İri çuval iğnesi, çuvaldız
Giçişmek: Kaşınmak
Gofgodur: kibirli, kendini çok beğendiğini açıkça belli eden
Goğulamak: kötülemek, gıybet etmek
Goşam: Bir goşam- iki avuç dolusu
Göğerti: Güverti, yeşillik, sebze tarlası
Göğlemez: Açgözlü
Gölek: Ağaçların sulanması için etrafının toprakla çevrelenmesi
Göbelek: Mantar
Götdeş: Arkadaş (eski Türkçede aynen böyle imiş. Argo değil yani)
Guşgana: Tencere
Guz: Güneş almayan yer
Güğa: Damat
Güğüldemek: Güvercin veya kumrunun çıkardığı ses, bebeklerin keyifli iken çıkardıkları seslere de aynı isim verilir.
Gürke yatmak: Kuluçkaya yatmak

H
Hapeng:
Eski odalardaki divanların içindeki yıkanma yerleri
Hapesleğin: aniden, ansızın
Haşıl: Bir çeşit dut şerbeti + un karışımı köylü tatlısı
Hark: Ark, kanal
Hekili: Bütün, tümü
Herle: pekmezli tatlı
Hevke: Yersiz konuşan, sözünü sohbetini bilmeyen
Hınhın: Ağzının içinden, çenesini oynatmadan konuşan
Hırnik: Sümük
Hızan Baskını: Kısa bir sürede çok sayıda çocuğu olmak
Horanlı: Sümüğü akan
Horata: Sohbet
Hezen: Tavanda veya direk olarak kullanılan kalın uzun ağaç gövdesi
Hışlamak: Kırmak (haşlamaktan farklı)
Him: Bina temeli
Hurç: Büyük heybe


İ
İğinmek: Ikınmak
İğez: Sivri sinek, bazen küçük karasinek (tatarcık)
İpicek atmak: Kura çekmek
İşlik: Gömlek
İnekemen: Hayvanların memesine yapışarak süt emen bir çeşit iri yeşil kertenkele
İteği: Üzerinde hamur ve un konan, hamur açılan deriden olan ekmek pişirme müştemilatı.

K
Kalıç
: Orak
Kalın: Başlık
Kallengücük: Kırlangıç
Kanare: Çok gezen, (olumsuz)
Kangaç: Uğur böceği
Keysi ki: Örneğin; Keysi ki sende oradan geçmezsin, keysiki sende ondan vazgeçersin, keysi ki ondan geri kalırsın.
Kamga: Ağaç veya yara kabuğu
Karık: Sebze veya çiçeklerin dikildiği toprak kenarlıklı yer
Karamık: Su kenarlarında biten yaprakları ekşi ve yenebilen dikenli çalı türü bir bitki
Karış vermek: beddua etmek
Karmaç: Küspe, kepek gibi yemlerle hazırlanan hayvan yemi
Kehan etmek: Çapalamak
Kenkil: Kakül
Kertik: Çentik
Kesmece: Dut pekmezinden yapılan pestilgillerden daha çok kışın yenen bir yiyecek.
Keş: Ayranın uzun sürede süzülmesiyle yapılan ekşi ürün
Kıç kıltı: Yatağın ayak tarafı
Kırfacan etmek: Kırıp geçirmek
Kişelemek: Kovalamak
Kopmak: Hızlı ve ani koşmak
Koyak: Rüzgârdan ve fırtınadan korunaklı çukur bölge
Kömbe: Börek
Köslü: Köstebek
Köşker: Ayakkabı tamircisi
Köynek: Entari, gömlek
Kuşkirazı: Meyvesi kuş üzümüne ve dağına çok benzeyen çalımsı yabani bir bitkisi
Kunnamak: Doğurmak
Kuşkana: Tencere
Kutnu: Kumaş (folklörcülerinki gibi)
Künk: Pişmiş topraktan yapılmış eski tip su boruları
Küp: Testi
Kölük: Eşek
Kürük: Biraz büyümüş sıpa
Kürün: Çeşme yalağı

L
Lallik:
 beceriksiz
Lanğlanğ: yüksek ve kaba bir sesle çok konuşan
Lavgar: Çok konuşan
Laz: Dilsiz
Loğ: Yağmurlu havada düz damların toprağını sıkıştırmak için kullanılan silindir taş
Lec etmek: İtiraz etmek, tartışmak

M
Makat:
 Tamamıyla tahtadan yapma altı boş sabit divan
Malamat olmak: Toplumda mahcup olmak, herkese malumat olmak
Manca: Yal
Manık: Kedi yavrusu, ayı yavrusu
Man: Çevresinden habersiz, saf kimse
Mayamanda etmek: Yapılan bir işi berbat etmek, eline yüzüne bulaştırmak.
Masta: Döven veya çift öküzlerini dürtmeye yarayan ucu demirli değnek
Meleme: Pısırık
Metel: Masal
Mığrıbı: Evlere dadanan şıralı yiyecekleri seven çok küçük karınca türü
Mıtrıp: Cimri
Mıymıntı: İşe yaramaz, beceriksiz
Mızıntı: Sızıntı
Mitil: Üstünde yatılan kirli yorgan, döşek vs.
Mil: Selin bıraktığı kumlu balçık tabakası
Morç: Ağaç sürgünü
Muştu: Müjde

N
Nıkıs:
 Cimri
Nişe: Nişasta

O
Oğrun:
 Gizlice
Ol görüp, ol gör: Bir türlü
O yüz: O oda, bu yüz- bu oda ( Hasan o yüzde değil, bu yüzde buraya gel)
Oynaş: Metres,

Ö
Öhlez:
 Zayıf çelimsiz
Öküzgötü: Kuşburnuya çok benzeyen su kenarlarında biten sarı çiçekli bir çalımsı bitki

P
Pakıl:
 Hased kimse
Pehlül: Saftrik, sessiz
Pepe: Kekeme
Pirpirim: Semiz otu
Peğ: Küçük dere yatağı çevresi, çukurluk
Pırtı: Kumaş, giyecek eşyası vs.
Pin: Kümes
Poduk: Deve yavrusu
Pöçük: Halı, kilim veya bezlerin kenar veya köşesi
Pöhrenk: Evin pis suyunun aktığı kanal
Pörsenki bozuk olmak: Morali bozuk olmak
Pöslük: Çöplük
Pur: Çabuk parçalanan, kumsu ve yeşilimsi ufak kayalar. Kiremit ve çimentonun hammaddelerinden biridir.
Pürsüyas olmak: Kara yasa batmak

S
Sadırlı:
 Yaralı yapalı kimse
Südük: Döl, meni
Sındı: Makas
Sayrı: Hasta
Say: Üstünün toprağı tamamen aşınmış, tabanı dümdüz taşlardan oluşan dere yatağı
Saytaşı: Purlu tepelerden çıkan oldukça düzgün ve geniş eskiden ev, çanğ ve ahır tabanı döşenen taş.
Seğirtmek: Yürümekten hızlı, koşmaktan yavaş hareket durumu
Sehen: Tabak
Sellik taşı: Büyük say taşı
Seme: Uyuşuk, aptal
Siğenç: Bahçe ve tarla kenarlarında çit görevi yapan çalılık
Seyip: Başıboş
Seyiplemek: Salıvermek
Siğilcen: Sivilceli, zayıf gelişmemiş çocuklar için kullanılır.
Sinnek: Kötü kalpli bunak kadın (kaynanalar için genellikle)
Sitil: Bakraç, kova
Sormak, sorutmak: Bir şeyi içer gibi emmek. (emme ve içme işleminin aynı anda yapılması)
Sömelek: Kundaklanmış bebek
Süğük: Kerpiç evlerin saçağı
Süzek: Süzgeç

Ş
Şarmıta:
 Hafif meşrep kadın
Şıltak: Edepsiz
Şoğra: Çorba
Şörük: salya (salya Rumcadır)

T
Temli:
 Şemsiye gibi yaprakları olan 10-15 cm yüksekliğinde, kökü yumru şeklinde ve bu yumru yenilebilir yabani bahar bitkisi.
Taka: Duvardaki dolap
Taman: Hani
Tay çuvalı: Atın yükünü dengelemek için kullanılan çuval
Taylamak: Dengelemek
Tay: Denge
Taydaş: Aynı dönem çocukları
Tepir: Kulağının anatomik yapısı bozuk olan kimse
Teşt: İçinde çamasır yıkanan geniş leğen
Tılı: Göbekli, şişman
Totoba: Hizmetçi
Topsu: Çengelli iğne

U
Uğunmak:
 Acıdan kıvranmak
Ucun ucun: Azar azar

Ü
Ürsümek:
 Soyun sürmesi
Üğünmek: Un, bulgur, tahıl, toprak gibi yavaşça yere akması

Y
Yağlık:
 Mendil
Yalağınz: Yalnız
Yarımgellengeç: Yengeç
Yaşar dana: İlk kışını atlatabilmiş çelimsiz dana
Yaşmak çalmak: Başörtüsünü ağzı kapatacak şekilde örtmek
Yılgın: Su kenarlarında yetişen süpürge yapımında kullanılan çalımsı bir bitki
Yoğun iğne: Yorgan iğnesi
Yolak: Patika
Yunmak: Yıkanmak
Yunnuk: Yıkanılan yer
Yuka: Sığ, yufka
Yumuş: Emir, istek
Yülümek: Tıraş etmek

Z
Zibil:
 Çöp
Ziğlen: Zayıf, gelişmemiş
Zilinkirlik: fakirlik, fukaralık

HEKİMHAN DEYİŞLERİ ve BEDDUALARI

-Ağzı açık ayran delisi
-Suya sıçma deli
-Vurucun yeğin ola
-Çılgader çıkartasın
-Yanların karara
-Ürsümüyesin
-Töremiyesin
-Boyuna boz ip ölçüle
-Eşeği yeyip sıpayı da azık götürüyü
-İki mitil bir de sitil
-Sap yiyen saman sıçan
-Aklını peynir ekmekle yemek
-Teneşire gelesin
-Boyun posun devrile
-Kedi şeyini görmüşte yara bellemiş
-Ak göt kara göt geçitte belli olur
-Taze gelinin şeye uzandığı gibi
-İt ite buyurmuş itte kuyruğuna buyurmuş
-İt gibi çemkirmek
-Önünde totaba olmak (hizmetçi)
-Yumuş buyurmak
-Bahtı itin götünden çıkması (çok şanslı olmak)
-Damın deliğinde gözü ışıldamak (cezaevine düşmek ya da mahkum olmak)
-Allah kimseyi devletin cırnağına düşürmesin! (yani Allah kimseyi mahkemeye vs düşürmesin)
-Yetişmiyesiiiz
-Çerlemiyesiiiz
-Südüklüügüz dutula
-Dilini cücükmü yedi
- Sakallı totoba: kılıbık ev işleri yapan erkek
-Töremiyesice
-Zıbarasıca
-Zıkkımın dibi
-Yağlı kurşunlara gidesin
-Sen kazanasın el yiye
-Baba yiyesin
- Soyhana çıka
- Garartın kalka
-Burçiken budanasın (küçükken ölesin)
- Gövden güvere
- Çıstan çıra (küçük kalmış, ufak)
- Çıplak çıplak ile yatmış, çıplak çıplak uşakları olmuş
- İt ayağı yemiş gibi geziyi
- Dımırın iti gibi titemek (soğuktan veya korkudan)
- Yüreğinin bağından alasıca
- Ver ki yiyem, ört ki yatam
- Yüzünü it yalasa doyar
- Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin
- Aç gezip tok sallanmak
- Anan sarımsak, baban soğan, nerden çıktın sen oğlan
- Asil azmaz, bal kokmaz
- Az çok deme evinde unun bulunsun, yaş kuru deme evinde odunun bulunsun, kara kuru deme evinde karın bulunsun
- Kadın tuz der, erkeğin kıçı cız der
- Aştan artmaz, dişten artar
- Kız anadan beller sofra dizmeyi, Oğlan babadan beller oba gezmeyi
- Kız yükü tuz yükü
- Cicikleri gevşemek (memnun olmak, bir şeye razı olmak. Cicik= meme)
- O aklına kiş de
- Şaşkın ördek götün götün göl yüzermiş (Öz Türkçede arka arkaya demek)
- Vurucu öküz gibi bakmak
- El eliyle yılan tut, yarısını yalan tut
- Çamura taş atma batar da gider, Gurbete kız verme yiter de gider
- Allah deliler delahı vere (bahtı)
- Sinneyisice– bunayasıca
- Gelişin ola da gidişin olmıya
- Allah kösseğini güvertmeye
- Eşeleği kararısaca (evde kalasıca)
- Kığıl kığıl boğmak
- Cin tutturmak: sinir olmak, sinir etmek
- Devlübünü dolabını kurmak (yerleşik düzenini kurmak)
- Şafyon köpeğine döndürmek: ağzını burnu kırılmış dağıtılmış hale koymak
- kanare it gibi geziyi
- İki atımlık barutu olmak (zaten az olan laf sermayesini çabuk bitirmek- Adamı daha nasıl oyalayayım, iki atımlık barutum vardı, onu da attım bitti))
- Göğsünde ak tiğler bite (dua)
Hatça Ana’dan Deyişler (Hatice Akyüz- Ö. 1978)
- Evvel insan bön idi, kutnu tuman don idi, şimdi insan şeytan oldu, kıçı tuman görmez oldu
- Evvel yemez iken balı böreği, şimdi teknelerden keş kapan olduk (kıtlıkta söylemiş)
- Ezmeylen üzmeylen yar bulunmaz gezmeylen, laf ile olduktan sonra mezarımı kızlar eşsin altın saplı kazmaylan
- Aklı olmayana neylesin fikir, kendinden
olmayanın istersen her gün yüzüne tükür

HEKİMHAN YER İSİMLERİ

Yürüyüş mesafesinde ve Aynı İstikamette Oluşlarına Göre

Bağyolu
Bağ deresi
Bağ köprüsü
Kömmenin Köprüsü
Yukarıbağ
Göğdere
Değirmenbaşı
Kurttaşı
Bozkır tepesi
Horozun Deresi
Aşağı Budaklı
Budaklı
Suyungözü
Acıgöl– Demirlik– Koşmuşat
Hatunkayası
Zurbahan
Karadağ
Kandıl
Karagüney
Dervişin Taşı
Han Yazısı
İğdelipeğ
Sarısay
Kumluk
Kurtsıçan
Tavşan tepesi
Ballıkaya
Küllühan
İt Çağnası
Şıpşıpı
Çay mevkii
Kösrelik deresi
Tahta
Keklicek
Kale İçi
Yukarıpınar
Çukurmahalle
Kayadibi
Karabayır
Kayanın Ardı
Kuşkayası
Gümüşpınar
Ebedeliği
Bostanpeği
Köşkeroğlu Tepesi: Doğuda Gafla Gediği istikametinde sağ taraf boyunca, Bostanpeğin üstündeki, İstasyonda ki maden eleğinin tam tepesinde ki, Güneyde Yığma'ya kadar uzanan üstünde tarumar edilmiş eski ziyaret bulunan muazzam yekpare kayalık, bu bölgedeki en büyük sağlam kayalık
Gafla Gediği
Boyalık
Yığma
Kurtçulu
Kesikköprü



MURAT KARA KİMDİR


        1967 yılında Malatya Hekimhan ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokul öğrenimini Hekimhan'da, lise öğrenimini 1984 yılında Malatya Lisesinde tamamladı. Aynı yıl girmiş olduğu Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesini 1989 yılında bitirdi.
1988-1989 yıllarında Fırat Üniversitesini temsilen TRT-1 televizyonunda yayınlanan “Üniversiteler Yarışıyor” adlı genel kültür yarışmasına katılarak 3. tura kadar yükseldi. 1989-1990 yıllarında Hekimhan Belediyesinde, 1990-1993 yılları arasında Tarım ve Köyleri Bakanlığı, Malatya Tarım İl Müdürlüğünde kadrolu veteriner hekim olarak müteakiben görev yaptı.
Yedek subay öğrencilik eğitimini Polatlı Topçu Okulunda, yedek subaylığını Kayseri Erkilet 12. Hava Ulaştırma Üssünde tamamladı.
Kars Kafkas Üniversitesi adına gitmiş olduğu Amerika Birleşik Devletlerinde 1994-1996 yıllarında Texas International Educational Consortiumda dil öğrenimini, Louisiana State Üniversity, School of Veterinary Medicinede ise yüksek lisans öğrenimini tamamladı. Doktorasını Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji (Helmintoloji) Anabilim Dalında tamamlayan Murat Kara, Kafkas Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalıştı. Profesör unvanını 2011 yılında alan Prof. Dr. Murat Kara, halen Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesinde Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı olup, aynı zamanda Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü görevini de yürütmektedir.
TOEFL yabancı dil sınavından 553, KPDS yabancı dil sınavından ise 92 almış olup iyi derecede İngilizce bilen Murat Kara evli ve iki çocuk babasıdır.

TEŞEKKÜR


Sayın Prof. Dr. Murat Kara'ya "HEKİMHAN KAMUOYU sitesinde yayınlayabilir miyim?" ve "Diğer yandan HEKİMHAN YILLIĞI da yavaş yavaş hazırlanıyor" diye yazdığımda; "İstediğiniz yerde kullanabilirsiniz" diye yanıt verdi. Sayın hemşerime teşekkür ediyor selam ve sevgilerimi sunuyorum.

Süleyman ÖZEROL

Yorumlar

Popüler Yayınlar