Çınarlı Kahve Üzerine

ÇINARLI KAHVE ÜZERİNE





Süleyman ÖZEROL

Çınarlı Kahve diye bilinen Çınarlı Kıraathanesi fotoğrafımıza bazı yorumlar yapılmıştır. Bunarlı bir arada sunuyor, Hekimhanlı hemşerilerimize teşekkür ediyorum.

29 Temmuz 2012

Erhan SOĞUKPINAR: Bu karede hatırladığım yüzlerce anı var… Mesela kolonun sağ tarafındaydı ilk ocaklıkları, gazoz almak için oraya giderdik, keçinin bağlı olduğu yere boya sandığımı koyar sırf kazandığım paralarla kayısı kola içmek için ayakkabı boyardım, hey gidi günler, Rahmetlik babam bu kahvenin müdavimlerindendi, evimiz de kahvenin hemen arkasıydı.
Süleyman ÖZEROL: Kahveleri yazalım diyorum. Cuma günü biraz soruşturdum. Nusret Çavdar, Yüksel Öztürk’ün kardeşi, taksici ve daha birkaç kişi…
Erhan SOĞUKPINAR: Evet, Oranın müdavimleri vardı… Kimi dertten kimi zevkten gelip o köşede otururlardı.
İstanbul’un Taksim Meydanı gibi bir yerdi. Salkım söğüdün altında çay içmek her köylüye nasip olmazdı, pazar yeri, banka, lokanta, otel hizmetleri çınarlı kahveye bir adım mesafedeydi. Prestijli bir kahveydi vesselam.
Biz gençler oraya pek gidemezdik, babalarımız amcalarımız, gittiği için bizler oralarda cücük çıkaramazdık. Saygı adına adım atmazdı gençler oraya…
Süleyman ÖZEROL: Sevgili Hemşerim Erhan Soğukpınar’ın ve Değerli Hekimhanlı hemşerilerimin Çınarlı Kahve ile ilgili görüş ve düşüncelerini, izlenimlerini bekliyoruz. Yorum olarak yazacağınız yazılarınız daha sonra birleştirilerek bütün halinde yayınlanacaktır.
27 Ağustos 2012, Erhan Soğukpınar’ın Hekimhan’ı n yakın tarihini iyi bildiğini görüyoruz yazdıklarında. İşte Facebbok sayfamdaki notları:
Süleyman Abi, çalışmaların gerçekten çok anlamlı, naçizane olarak Hekimhanın gerçekten unutmadığı veya tarihine yazılmış kişiler vardı, onlarla ilgili bir şeyler bulunup yazılabilir. Mesela, güreşçi, horozcu, denince Rahmetlik Babam Sağır Abbas, Gazeteci Omuş Dayı, Ceğgülü Dayı, Dükkancı Memetali Dayı, Kütkütü Hasan, rahmetlik Nafi Abi, Süslü Dayı, Leblebici Ali Dayı, Foturafçı Yahya Dayı, Fırıncı Hacı Dayı, Foto Filinte Cumali Dayı, Ayakkabıcı Ramazan, Memet Bulut hocamız, Mehmet gökçe hocamız, Memet özkul hocamız, Sağı Yusuf hocamız, Eczacı İclal Ablamız, Garibağanın Vural Abi, Takoz Mahmut Abi, Gollunun Oğlu, Rahmetlik Güccük Ali Seydi Dayı…
Burada isimlerini unuttuğum çok değerli iz bırakmış insanlar var. Herkes bir anısını paylaşsa çok şeyler çıkar. Umarım bu özveriyi insanlarımız Hekimhan için gösterirler ve güzel bir eser çıkar ortaya ben yardıma hazırım.
Saygılarımla…

29 Ağustos 2012, 
Yüksel ÖZTÜRKten Hekimhan Tipleri…

Erhan’a ilaveten; Aliyüttük Dayı, Topal Memedaa, Gıl Emin, Tenekeci Halil, Gahveci Turgut, Galiyci Memmedaa, Çolah Mıstafa, Radyocu Fehmi, Sarı Mahammet, Ömer Aslan, Gorhuluh Gaya, Camcı Omar Efendi, Camcı Eysan Dayı, Kör Sadıh, İğde Duran, İngiliz Ali, Şeytan Tahsin, Müftünün Emini, Bakkal Devrüş Dayı, Baba İsmaal, Ayahgabıcı Memedali Dayı, Kör Omar, Gahveci Turgut, İsdanbullunun Bekiraası, Tüpçü Âdem, Baloğlu, Ayahgabıcı Hacı, Bayhacı Osman, Marongoz Osmanaa, Hocanın Hasanı, Hocanın İbraamı, Terzi Osmanaa, Babam Tatarhacının Hacehmedi(Babam), Haydaraanın Duranı, Cin Hacı, Gasımanın Duranı, Azı Güççük, Etemin Hüsüyünü, Etemin Duranı, Hatcanın Mıstafası, Şeytan Sülüğ, Gazeteci Omuş, Giraz Hacı, Eşşek Sali, Mıhdat Dayı, Tatar Hakgı, Demirci Hüsüyün…
Aklımın yettiği günden bu güne bir çırpıda aklıma gelen isimler. Kendilerine yazdığım şekilde seslenilir idi. Sağ olanlara uzun ömürler dilerim.
74 yılından beri çarşıda olduğum için renkli simaların isimlerini bir çırpıda yazmaya çalıştım. Aklıma geldiğinde ilave etmeye çalışacağım.

Sayın Yüksel Öztürk’e teşekkürler…

7 Eylül 2012, 
Mustafa AVCU

Hekimhan Yurdumda Bir Garip Belde

Süleyman Hocam, arkadaşlara bir katkı da ben sunayım. Argalı Mustafa Dayı, Cevgülü, Halis Ağa Dayı, Artist Remzi, Gazcı Süleyman, Dalley Süleyman, Satır Nafi, Bıyıklı Yahya Dayıyı yad etmemek Hekimhan’a saygısızlık olur diye düşündüm. Bir şiirle de desteklemek isterim bunu.

Yâdıma düştü de gözlerim doldu,
Mazisi canlandı Hekimhan’ımın,
Çimmedik mi şıpşıpında çayında
Ekmeğini yedik Hacı Dayının…

Gümüşpınar soğuk akar suların,
Çınarlı Kahvede eş dost ararım,
Emmi dayı derim candan sararım
Gaztesi gelmemiş Omuş Dayının…

Argalı Mustafa çorba kaynatmış,
Kunduracı Çetin tersinden kalkmış.
Fotoğrafcı Yahya resmimi yakmış,
Leblebisi hoştur Kadir Dayının…

Nafi satır çekmiş nara atıyor.
Dönmez kabadayı caka satıyor.
Bayram Dayı hep tepeden bakıyor,
Yiğitleri hoştur Hekimhan’ımın

Kıdis küser şimdi demezsem adın.
İçkiyi bırakmış haberin aldım.
Hiçbir meyve vermez kayısı tadın
Alıcın armudun tudun Hekimhan

Gücenme sözüme darılma küsme,
Bu garip cismimiz fani bir nesne
Ömür geldi geçti gerisi heç ne,
Çayları kurumuş Hekimhan’ımın.

Hekimhan yurdumda küçük bir belde,
Yoksulluk düşürdü bizi bu derde,
Ömür geldi geçti haniya nerde?
Toz dumanı bitmez Hekimhan’ımın

Garip Mustafa’yım derim sözümü,
Beldeme veririm canım özünü.
İçerimde ukde kalan kızını,
Gülü aklım sende kaldı Hekimhan

Mustafa AVCU,15 Temmuz 2007/Mersin

29 Ağustos 2012, 
Süleyman ÖZEROL

Mustafa AVCU’dan…

Evet… Keşke bunlar yirmi yıl önce olsaydı, çok daha iyi olurdu.
Çınarlı kahve ile ilgili Muhammet Çelebi’den de yararlanılabilir. Babası Osman Ağa dayım hem muhtar hem de kahvenin müdavimiydi. Evleri de kahveye en yakın onlardı. Muhammet Çelebi’yle bir görüşün hocam. Babasından güzel anılar vardır.
Süleyman Özerol: Geç kalmış sayılmayız. Ne güzel bilgiler bunlar…

7 Eylül 2012, Mustafa AVCU

Sayın Yüksel Öztürk arkadaş Hekimhan’ı anlatırken bazı renkli kişileri sanırım unutmuş; Cevgülü, fırıncı Haci Dayı, Çekirdekçi Kadir… Ben de şiirle anlatayım Hekimhan’ı dedim.

Saygılarımla…

Hekimhan Türküsü 


Hekimhan’ın yolları
Bal kayısı dalları
Ben gülümden ayrıldım
Heç sormuyon halları

Tren geliyor tren
Var mı yarimi gören
Geldiğinde haber ver
Yollarına çul serem

Bağ yolunda gezerim
Yoktur benim ezelim
Gülümü eller almış
Kazın benim mezerim

Zurbahan’ın başına
Öldüm hilal kaşına
Yolunu beklemekten
Geldim otuz yaşına

Taşbaşı’nda oturur
Kolunda su getirir
Gözlerine vuruldum
Bu dert beni bitirir

Çarşıdan aldım erik
Saçları belik belik
Uzak dur benden oğlan
Benim yavrum teberik

Keklicek’ten indin mi
Şıpşıpı da çimdin mi
Yarim Gafla’dan aşmış
Nerde kalmış gördün mü

Fırından aldım pide
Tadına bak bir hele
Hacı Dayım pişirmiş
Hadi gel de sen yeme

Ne olaydım olaydım
Dalında gül olaydım
Koklamaya gelende
Boynuna dolanaydım

Şıpşıpı’nın koyuna
Doyum olmaz suyuna
Kimselere söyleme
Ben vuruldum huyuna

Karadere karşıda
Bir kız gördüm çarşıda
Özenerek yaratmış
Sürmeleri kaşında

Taşhan’da demirciler
Parmaklarında hüner
Öpülesi elleri
Sırtından akıyor ter

Cevgülü kazan kazır
Battal Dayı demirci
Halis Ağa nal çakar
Hepsi de üretici

Herkes birşey yapmalı
Üretmeli el ele
Tüketmeden doğayı
Yurdu vermeyin sele

Mustafa AVCU

5 Ocak 2013, Süleyman ÖZEROL

Değerli Hekimhanlı Hemşerilerim,
İleride bir kalıcı yazı oluşturmak için yorumlarınızı düzenleyerek asıl sayfaya aktardım.
Teşekkürler…

* * *

3 Ocak 2013 Günü Yapılan Yorumlar:

Erhan SOĞUKPINAR: keçinin bağlı olduğu köşe kahvehane girişiydi, kapının yeri bile değiştiğine göre varın siz düşünün nelerin değiştiğini…
Cemal ÖZBAY: Gençliğimiz burada bu kahvehanede geçti, hey gidi güller hey…


4 Ocak 2013 Günü Yapılan Yorumlar:

İbrahim DİNÇER: Vaaay be… Han bir sembolünü daha kaybetti demek…

Tümer DEMİR: 1985 yılında okurken kiralık ev bulamazdık bu kahveye de bizi koymazlardı yaşımız tutmuyor diye. Ama Hekimhan özelliğini kayıp etmiş çok yazık üzüldüm…
Mustafa AVCU: Arkadaşlar çınarlı kahvenin bugünkü konumu nedir, kimindir, kim ilgilenir, Böyle virane olur mu, arkadaşlar buranın yeniden restore edilme olanağı var mıdır, sahipleri kiraya vermeyi düşünmez mi, bir işletici mutlaka çıkacaktır…
Deniz Duran ÖZHAN: bundan yıllar yıllar önce 1975-76 yılları galiba ben orada garsondum. sonrada ocakçı oldum, çay yaptım. Kimler çalışmadı ki orada, çalışıp okul harçlığımızı çıkartırdık. mirasçı sayısı çok fazla,bir araya gelemiyorlar galiba,herkes işinde gücünde buraya ayıracak zaman yok..hey gidi günler hey demekten başka çare mi var?
Mustafa AVCU: Teşekkürler deniz arkadaş…
Mustafa AVCU: Ama ben seni hatırlamadım. Özhanları iyi bilirim hatta uzaktan akrabalıkta var Güzelyurt ve Hacihaliluşağıı, annemin akrabaları…
Deniz Duran ÖZHAN: Ben de onlardanım Mustafa bey… Güzelyurtluyum… Belki abimi tanırsın, Yusuf (Şaban) Özhan…
Mustafa AVCU: Mehmet Abi vardı, postacı… Sizin ev gafla yolunda mı?
Deniz Duran ÖZHAN: Mehmet Özhan benim amcam. Evet, orada evimiz.
Mustafa AVCU: Evet Turancığım tanıdım seni, bir kaç defa size geldim, geçmiş olsuna gelmiştim ilk gençlik yıllarımızdı, çok yıllar geçti tabii. Seni sağlıklı görmek sevindirdi beni, Şaban’ı da tanırım. O bizden bir kuşak önce, sanırım sende bir kuşak sonrasın. Kardeşim Uğur Avcu ya da Oktay Avcu’nun devresi olabilirsin.
Ahmet ERDAL: Dili olsa da konuşsa… Çok 12′ledik…
Murat FİLİNTE: Bende çok çay getirmedim o kahveden. Karşısında dükkânımız vardı, çay getirirdim. Orayı yıkarlar bir iki yıl içinde. Otopark gibi bir şey olur.

5 Ocak 2013 Günü Yapılan Yorumlar:

Murat KARA: Önce önündeki Çınarın sağlam iken kesilmesine üzüldük. Şimdi de boş kalışına…
Vedat SOĞUKPINAR: Adını kaybetmiş, çınarı kesilmiş, harap ve her an yıkılmaya hazır bir kahvehane. İçinde binlerce sayfa hatıraları barındıran bir değer… Hekimhan’da değerler ne yazık ki, siyasi görüşlere göre kabul görmektedir… Çıkar ilişkilerinin tavan yaptığı bu zamanlarda Çınarlı Kahve ölmeye mahkûmdur…
Yücel KURTTAŞ: O güzelim memleketi gittikçe viraneye dönüyor. Bir zamanlar cıvıl cıvıldı, şimdi ise çok üzücü bir halde…
Muhammet ÖZKUL: Bu kahvede garsonluk yaptım. Hey gidi hey…

Süleyman ÖZEROL: ÇINARLI KAHVE ÜZERİNE…

https://incedusunceler.wordpress.com/2012/08/26/1828/

Süleyman Özerol Yorumlarınızı sayfaya yazarsanız bir ÇINARLI KAHVE belleği oluşacak…
Ahmet ASLAN: Vay anasını be! Hiç oyun oynamadım ama çok çayını içtim çocukken gittiğimde…
Üstün İZCİ: Ocakçı Sait Abi vardı. Önüne bir çuval kesme şekeri alır, elinde bir makas, büyük şekerleri, makasla kesip küçülttükten sonra diğer çuvala doldururdu. Çayları güzel olurdu. Birde fazla şeker alanların/isteyenlerin gözüne bakar böylece fazla şeker masrafı olmasını önlerdi.

6 Ocak 2013 Günü Yapılan Yorumlar:

Hasan ÖZCAN: Bir zaman bende garson olarak çalışmıştım Çınarlı kahvede. Sanıyorum Nabi Abi çalıştırıyordu o zamanlar. Oranın bahçesinde oynanan oyunları, içilen çayları gelen bilirdi oraya. Yazın sıcağında ulu çınarın altında soğuk bir bardak ayran ya da su içmenin keyfini hiç bir şey ver vermezdi herhalde. Geride kalan birçok anı gibi hatırlayacağız Çınarlı kahveyi de…
Ibrahim DİNÇER: Peki hep çınarlı kahve diyorsunuz daha önce orası Tarzan’ın Lokantası yan tarafı bankanın olduğu yerde turan Özhan’ın kahvesi olduğunu da biliyor musunuz?
Murat KARA: Ey Hanlılar! Hanın ruhuna yeniden can vermeyi düşünüyor musunuz? Adam Carolla isimli bir aktör, “bir memleketten hangi ünlünün çıktığı değil, hangi ünlünün o memlekete geri döndüğü önemlidir” diyordu geçen ayki Jay Leno’nun bir programında. Çok doğru bir tespit bana göre… Mühim olan memleketine geri dönebilmek… Yoksa düşünceleriniz bu Çınarlı Kahve olayında olduğu gibi birer özlemli fantezi olarak mı kalacak?
Çok daha önce oranın karşısında otelin altında Tarzan’la Memet Kanat birlikte içkili bir lokanta çalıştırırlardı. Kebap ile rakının kokusu birbirine nüfuz ederek dışarı yayılırdı. Daha sonra o lokantayı uzun süre Memet Kanat tek başına çalıştırdı.
Vedat SOĞUKPINAR: Evet en güzel kebap orda yapılırdı. Hacı dayının fırınından çıkmış pideler ile ne güzel yenilirdi.
27 yıldır Hekimhan dışında yaşayan biri olarak şunu gözlemledim ki, Han’ın sorunları sadece gurbette yaşayanların dert ettiği sorunlar… Bizim dile getirdiğimiz sorunlar Han’da yaşayanların öncelikli ve önem arz eden sorunları değil… Ne zaman Han’da yaşayanlar, sorunlara gurbette yaşayanların gözü ile bakarlarsa o zaman kazanan Hekimhan ilçemiz olacaktır…
Murat KARA: Doğru bir tespit Vedat kardeşim. Ama Han’da yaşayanlarımızın büyük çoğunluğu umudunu kesmiş, ufuklara bakmadan yaşıyor maalesef.
Ahmet ASLAN: Vedat Abi söyleminde fazlasıyla haklı olmakla birlikte şunu belirtmek isterim ki maalesef bizim coğrafyamızın insanları vurdumduymaz fikirli insanlar, bununla birlikte sürekli aynı yere bakıp git-gel yapmadıklarından değişiklikleri de fark edemiyorlar! Bu aslında bir çeşit pisikoanaliz hali! Oysaki dışarıdan Han’a gelip gözlemleyen bizler daha kolay görmekteyiz!
Ogün ÖZKUL: Herkese iyi geceler zaman zaman memleket hasretini gidermek ve orada olup bitenleri bir nebzede olsa öğrenebilmek adına burada bulunan tüm hemşerilerimin yazılarını takip etmeye gayret ediyorum. Bugün bu çocukluğumuzun geçtiği gençliğe adım attığımız dönemdeki en fazla takıldığımız yerlerden olan çınarlı kahvemizin bu halini görünce üzülmemek elde değil. Tabi ki sevgili Vedat’ında yazdığı gibi uzun yıllardır memleketimizin dışında yaşayınca bizlerin hafızasında hala bıraktığımız zamandaki görüntüler kalıyor ve değişen hallerini görünce de böyle resimler vasıtasıyla oraya olan özlemden dolayı vay be burası neydi ne hale gelmiş diyoruz. Aslında çok da zor değil o değeri ölçülemeyen yerlerin daha sağlıklı kalabilmelerini sağlamak ama maalesef orada yaşayan insanlarımız bunların farkında olamıyorlar. Belki bizlerde sürekli orada yaşasaydık farkında olmayacaktık. Ama nerede olursak olalım orada bir yer var bizim için uzakta o yer bizim memleketimiz tüm hemşerilerime selamlar saygılar sunuyorum.
Vedat SOĞUKPINAR: Han’da yaşadığım müstakil evimizi birilerine göstersek belki de, burada yaşanılır mı diye içinden geçirenler olabilir… Ama bana sorsalar çocukluğumu, gençliğimi yaşadığım bu evi ve burada yaşadığım hatıralarımı hiç bir şeye değişmem. Çünkü bu eve kimse benim baktığım gözle bakamaz, bu evi, bu bahçeyi, dalında sallandığım dut ağacını benim gördüğüm gözle göremez, hissedemez… Han işte böyle bir yer bizler için, gurbete düşmeye görün, bir kez düştünüz mü aşkın tarifi olmaz. Olamaz…
Hasan ÖZCAN: Mümkün olduğu kadar her yıl gitmeye çalışırım Han’a. Hatta bu yaz da özellikle festival tarihine denk getirdim. Murat Kara arkadaşımın da belirttiği gibi Han da yaşayan Han’lılar umudunu kesmiş oradan. Dolayısıyla orada yaşayanların pek umurunda değil eski değerlerin yok olması. Bunu önlemenin tek yolu siyaset üstü bir anlayışla orada yaşayan insanlarımızı bilinçlendirmenin yolları aranmalı, bu konuda fikirler üretilmelidir. Sadece bu konuda değil, eğitimde de Hekimhan’ın eski günlerine dönüşü sağlanmalı diye düşünüyorum. Eğitimde bir numara olan ilçemizin bugünkü geldiği durum içler acısı. Malatya ilçeleri içerisinde maalesef dokuzuncu sıradayız.
Vedat SOĞUKPINAR: Sevgili Hasan kardeşim görüşlerine katılıyorum. Senin de dediğin gibi eğitimde kalite düştükçe o yerleşim yeri varoş olmaya mahkûmdur… 1986-1987 yılında Hekimhan Lisesi mezunlarının başarı durumunu buraya ekliyorum. Son 20 yıl dâhil, bu başarının yarısını yakalamış bir dönem varsa buyrun burada paylaşsınlar… Han’da kahvehanelerde, parti binalarında nutuk atmakla olmaz, olamaz. Birileri bilmelidir ki, Hekimhan partiler üstüdür…
HEKIMHAN KAYISI VE MADEN DIYARI: ttp://www.sogukpinar.net
Hasan ÖZCAN: Vedat kardeşim, listeyi büyük bir dikkatle ve hayranlıkla inceledim. 6 FEN-A sınıfındaki arkadaşlar benimde ortaokul son sınıfa kadar birlikte okuduğum arkadaşlar ve hepsini de iyi tanıyorum. İlkokulda Rahmetli Metin Kara öğretmenimizdi. Bu başarıyı bugün en iyi dersaneler bile sağlayamıyor maalesef. Üstelik o zaman ne dersane vardı ne de özel ders veren hocalar. O günkü başarının sırrını araştırsalar herhalde bir kitap yazılabilecek niteliktedir diye düşünüyorum. Öğretmenlerin de hemen hepsini tanıyorum. Mesleğine saygılı, politik düşüncelerle hareket etmeyen, sadece öğrencinin başarısını düşünen insanlardı. Bugün eğitimin geldiği bu noktada Hekimhan’daki ilçe Milli Eğitim Müdürü ve yöneticiler geçmişe yönelik bu başarıların sırrını araştırmalı ve sonuçlarını iyi analiz ederek eğitimdeki bu sorunları çözümünü sağlamalılar diye düşünüyorum. Selam ve saygılarımla…
Murat FİLİNTE: içerde 40 yılın nikotin kokusu duruyor. Herkesten bir parça duman sinmiş duvarlara. Hekimhanlılarda tarih bilinci olmadığı için sadece hatıra bilinci onun yerini alıyor. Okuyanlar dönmüyor. Meydan hep vasat zekâlılara kalıyor. Eee yok olmaya mahkûmdur.
Hüseyin EROL: Arkadaşlar uzun yıllar dışarıda yaşayan ailenin bireyi olarak hana geldiğimiz zaman çevremiz ne işiniz var burada gittiyseniz dönmen buralara karşılığını alıyoruz.
Murat FİLİNTE: Bu mekân Avrupa’da olsa tarihi mekân statüsüne kavuşur. Hâlbuki Hekimhan’da tarihi statüsü olan binalar bile (eski tekel binası) yıktırıldı. Bu millet tarih bilincinden yoksun. Türklerin tarihini Çinliler yazdılar. Gerisini siz düşünün
Mustafa AVCU: Arkadaşlar Hekimhanın yerlileri Hekimhandan ayrılmış, kimi İstanbul’da kimi Mersinde, kimi Malatya’da, Şıpşıpı’nın tadını, Zurbahan’ın ayazını, Gafla’yı, Bostanpeyi’ni en iyi o dönem yaşayanlar bilir. Ağzıgüççük Dayıyı, Aliyittük Amcayı, Davşan Memmed’i, Fırıncı Hacıytı, Satır Nafiyi, Gazeteci Omuş Dayıyı, Gâvur Ahmet’i, Gözlüklü Bayram Dayıyı, Bekir Ağa Dayıyı, daha kimleri sayayım? O dönem Hekimhan orada kaldı, o güzelim insanların yerini dolduramadık, seksen sonrası köyden kente yoğun göç ve yozlaşma… Bugün Mersin’de eski Mersin kültürünü bulmak mümkün değil, İstanbul’da da eski Beyoğlu kültürü ve İstanbul kültürü kalmadı. Hekimhan’da da yerli bulmak zor… Hekimhan’ın yerlisi gitmiş, köylü hemşeriler gelmiş. Onun için Hekimhan’ın yerlileri eski Hekimhan’ı arıyor ama zor artık, doku değişmiş, ama ora bizim doyduğumuz doğduğumuz yer, sahip çıkalım başları koparmayalım, en azından yazları tatilimizi orada geçirebiliriz.
Güngör BEBEK: Hekimhan özlemi ile gelecek her arkadaşı ağırlar ve ilgileniriz. Her ne kadar Hekimhan’ın 30-40, hatta daha önceki zamanlarını bizzat yaşamadıysam da tarihi, kültürü ve diliyle uğraşan ve yılın 12 ayı burada yaşayan bir insan olarak görev biliyorum. Bekleriz…

* * *

Değerli Hemşerilerim, teşekkürler… Yorumlarınız eklenecektir.

6 Ocak 2013

Güngör BEBEK: Bu resimle ilgili 38 yorumu okudum. Genel olarak bir cevap yazıyorum. Yorum yapan arkadaşların bir kısmını yakinen tanıyorum ve Hekimhan sevgisine bizzat şahidim. Tanımadığım arkadaşların da aynı duyguyu taşıdıklarına inanıyorum.
Mustafa AVCU: Evet belki birçoğu bilmez ama bir dönem rahmetli dayım (Melik Gazi) de çalıştırdı burayı. Sabah güneş doğmadan gelir, ocağı yakar, önlüğünü takardı. Ben de okuldan önce uğrar 25 kuruş harçlığımı alırdım dayımdan. Sanırım altmışlı yılların sonuydu. Ben oranın lokanta olduğunu hatırlayamadım. İbrahim arkadaş yazmış, kafam karıştı. O zaman acaba dayım bitişik kahveyi mi çalıştırdı. İş Bankasının yerini, zira orasının mülkiyeti Hacı Halil Ağa dayımındı, işletmesini yeğenine vermiş olabilir diye düşündüm. Yengemi görürsem soracağım.
Erhan SOĞUKPINAR: Çınarlı gayfe, Hekimhan’ın Agora Meyhanesi gibi bir yerdi. Bizlerin yaşı küçük olsa da, izliyorduk. Keçinin Bağlı olduğu yerde, çoğunlukla Dükkâncı Memet Ali dayı oturur güneşlenirdi. Bir şey almaya geldiğimizde çoğu zaman dükkândan kendimiz alır, parasını da o daha otururken yanına gider verirdik. Güven vardı mesela.

7 Ocak 2013

Murat KARA:
Hatırlamaya devam edelim Erhan! Senin dediğin köşedeki bakkalın yan tarafında Hasan Kalaylı’nın manifatura dükkânı vardı. Biraz ötesinde ise Hacı Bekir Kalaylı’nın nalbant dükkânı vardı. Hacı Bekir dayı nev-i şahsına münhasır bir kişiydi rahmetli. Keza Hasan dayıda öyle… O eski binanın üstüne arkadan Elif Ağaların evlerinin önünden çıkardık. Cevizler, bilyeler oynanırdı Han’ın alçak damlarının üstünde…
Ibrahim DİNÇER: Kutkutu Hasan’ın manifaturacılık yaptığı dükkân ondan önce gazcı Süleyman ile Garibağaların petrol dükkânlarıydı, gaz satıyorlardı.
Murat KARA: Benim aklım yettiğinde artık Garipağalar meydandaki yere taşınmışlardı. İboş sen bizim abimiz sayılırsın, onun için sen hatırlıyorsun…
Süleyman ÖZEROL: Mustafa Avcu, Merhaba Hemşerim,Şiirin düzeltildi. Selamlar…

24 Şubat 2013

Mustafa AVCU:
Teşekkür ederim Süleyman Abim, kendine iyi bak. Saygılar…
Arif ÇAVDAR: Çarşı merkezinde böyle bir viraneyi yıkım yeni bir iş yeri yapılsa görüntü güzel olur.
Süleyman ÖZEROL: Öyle yapılıyor anlaşılan… Yazın yıkılmaya başlamıştı.
Murat FİLİNTE: Bir binaya bu kadar yorum yapılıyorsa Hekimhanlılık ölmedi demektir.
O kahvenin en ünlüsü Çaycı Bayram’dı. Bir ara İstanbul’da gördüm onu, yine garsondu.
Erhan SOĞUKPINAR: Çınarlı kahve Hekimhan’ın en önemli meselelerinin konuşulduğu en önemli insanlarının tartıştığı bir mekân olurdu bazen, fötrlü, kelli felli adamlar bir köşede memleket adına bir şey tartışırlardı, bazen civar köylerden gelen insanların köşede bir oralet içip vakit geçirdiği bir mekân. Velhasıl Hekimhan’a uğrayıp da çınarlı kahvenin bahçesinde çaya davet edilmeyen yok gibiydi. İlk okul 2-3′e giderken boyacılıkta yaptım oranın önünde ama kazandığım paraları anında Kayısı Kolaya çevirir hemen içerdim. Üstelik şişenin kapağını çiviyle delip içinden gaz basıncıyla içmek ayrı bir keyifti.

26 Şubat 2013

Turgut Cemil ÖZHAN:
Rahmetli babamdan para almak için çok gitmişimdir… Yazın bol bol Yedigün içerdim dolabı açar kendim alırdım içinden Yedigünü buz gibi olurdu böyle virane bir şekilde görmek insanın içini burkuyor…

8 Mart 2013

Hanlı Ali İhsan ÇAVDAR:
Çınarlı Kahvey’i yıllarca çalıştıran Büyük Ali’nin Amedini ne çabuk unutmuşsunuz. Namı değer içkici Ahmet, bu adam yıllarca yaklaşık 20 yıl o kahveyi çalıştırmış, önünde Adana’dan getirdiği karpuzları satmıştır. Ayrıca daha sonra karşısında camiye giderken bakkal dükkanı işletmiştir.

1 Mart 2013

Gani ÜNLÜ:
Merhaba hemşerilerim, ben diyorum ki Hekimhan’ımıza bir Merşubat Fabrikası kursak yaş kayısımızın bir kısmını böyle değerlendirsek. Iskarta ve satamadığımız ürünlerimizi Elma, armut ve narenciyeyi de kata bilirsek işsizliği önleriz ne dersiniz? HEKİMHAN KAYSI SUYU!

Kadir Hamdi ÖZHAN: Fabrikanın maliyeti nedir?

2 Mart 2013

Murat FİLİNTE:
Evet çok iyi fikir. Yıllar önce ben de hayalini kurmuştum. Reklam ve pazarlaması bana ait. Sermaye de bulurum. Sadece kayısı suyu olsun. Anavatanından kayısı suyu…
Ogün ÖZKUL: Değerli Hekimhanlı hemşerilerim burada birçok değerli fikirler üretiliyor güzel öneriler var ama sadece burada kalmasın inşallah önderlik edecek biri sayesinde ve halkın ortak sermayesiyle pekâlâ bu iş başarılabilir. Gençliğimize bir iş imkânı doğmuş olur çokta güzel olur. Gani bey çok da güzel bir isim bulmuş: HEKİMHAN KAYISI SUYU… Temennim odur ki gerçekleşsin bu öneriler. Bizler de dışarıda yaşayan Hekimhanlılar olarak mutlu olalım. Saygılarımla…
Gani ÜNLÜ: Sayın hemşerilerim ilginize çok teşekkür ederim. BU FABRİKANIN ÖRNEĞİ TOKAT TA VAR maliyeti tam olarak bilmiyorum ama tahmin rakamım 100 bin lira, bu civarlarda kura biliriz. 10 arkadaş bir araya gelsek bu işi kurarız birlik olmadan dirlik olmaz. Saygılar…

5 Mart 2013

Ogün ÖZKUL:
Kesinlikle dışarıda yasayan bir Hekimhanlı olarak ilk katılımcı adayı olduğumu bildiriyorum diğer hemşerilerimi de davet ediyorum gani bey önderlik sizden olsun.
Gani ÜNLÜ: HEKİMHAN’I SEVEN AYDIN İNSANLAR… Hekimhan tarihi bir ilçemiz bu yüzden hem tarihi mekânlar, hem tarihi ören yerlerimizi koruyarak turizme kazandıra biliriz. Örneğin NEMRUT’A gelen turistleri MALATYA’daki Aslantepe’ye ve arkasından Hekimhan’a getirerek Hekimhan’a gelir kazandıra biliriz bu kapasite var. Esnafımız böylece sadece cuma gününü beklememiş olur her gün canlı olur. Spor okulları kurulmalı gençleri spora teşvik etmeli.
Merhaba Ogün Özkul Sayın hemşerim teşekkür ederim sizi kaydettim birinci üye olarak saygılar.

25 Mart 2013

Süleyman ÖZEROL:
Arka bölümden yıkmaya başlamışlardı güzün Hekimhan’a gittiğimde… Yazlık yer darmadağın olmuştu. Mutlaka yerine yeni bir bina yapılacak gibi görünüyor.

29 Nisan 2013

Minegül Karlar ŞAHİN
: Çok teşekkürler, anılarım canlandı.
Süleyman ÖZEROL: Merhaba… Anılarınız buraları ile ilgiliyse neden yazmıyorsunuz? Bekleriz…
Sayın Hanlı Ali İhsan Çavdar… Çınarlı Kahve Hekimhan’da bir bellek yenileme; unutulanları yazmak, anımsatmak ve kaydetmektir ise kalıcı kılmaktır. Teşekkürler…
Kadir Hamdi ÖZHAN: Yıkım değil arka bahçede 2 yıl önce otlar tutuşmuştu onu söndürmek için itfaiye geldi o söndürme çalışmaları esnasında yıkılmıştı o kısım şu anda atıl durumda bekliyor mahkemelik mahkemenin ne zaman sonlanacağı da meçhul belki 3 belki de 13 yıl sonra…
Ayfer MUTLU: Çınarlı kahve denince aklıma mekânı Cennet olsun Kadir ÖZHAN yani dayım gelir. Çok sevdiğim, saydığım, en kıymetlilerimden idi dayım. Her çarşıya gittiğimde onu fötr şapkası başında çınarlı kahvenin önünde görüyordum. Ne yazık ki kahvede dayım gibi bir efsane olmuş. Üzüldüm…

Yorumlar

Popüler Yayınlar