Ahmet Tevfik Arayıcı

AHMET TEVFİK ARAYICI

Süleyman ÖZEROL

Yaşamöyküsü

Ahmet Tevfik Arayıcı, Malatya’nın Hekimhan ilçesine bağlı Basak köyünde doğdu. Yörede “Bıdöğ” takma adıyla tanınmaktadır. Köyünde çiftçilik yaparken bir yandan da duvar ustalığı yaptı. Ünlü bir duvar ustası olarak çevrede hemen her köyde bina yapmıştır. Taş duvar ustası olarak aynı zamanda mezar yapımcılığı da vardır. Bağlama çalması, şiir yazması, beste yapması ise diğer özelliklerindendir. Bestelerinden bazıları çevrede çalınıp söylenmekte, bazı şiirleri www.basakli.de internet sitesinde yayınlanmıştır.
Doksanlı yıllarda aramızdan ayrılan Ahmet Tevfik Arayıcı’nın Hasançelebi’den Zile’ye yolculuğunu anlatan Zile Türküsü ile Turnalar, Çek Kara Tren ve askerlik türküleri ünlü bestelerindendir. *

Şiirlerinden Örnekler

Kasım Çınar tarafından Kasım-Aralık 2005 tarihlerinde www.basaklı.de sitesine gönderilen şiirlerdeki hatalar İsmail aracı ile görüşülerek düzeltildi ve düzene konuldu. Düzenlemede, kaynak olması bakımından sitede yayınlanan tarihler temel alındı. Son bölümde şiirlerle ilgili olarak yeğeni İsmail Arayıcı’nın iki mektubu eklendi.

Acele Mektup

Koçasar dağını duman mı tuttu
Attığım mektuplar boşa mı gitti
Mektup göndermeye paran mı bitti
Kesmeyin mektubum gelsin acele

Yılbaşı izini çıkmıyor bize
Elim yetmez mektup atayım size
Malatya vilayet Hekimhan kaza
Kesmeyin mektubum gelsin acele

Askerin çarşıya gitmesi yasak
Toplanın sılaya bir mektup yazak
İlçe Hasançelebi köyümüz Basak
Kesmeyin mektubum salın acele

Elli dokuz yılı geldim askere
Allah sağlık verse alsam teskere
Dostlarım okuyan beni hoş göre
Kesmeyin mektubumu gelsin acele

Annem mektubuma müjde veriyor
Yüksecik dağların karı eriyor
Bağlamam direkte melül kalıyor
Kesmeyin mektubum gelsin acele

Ahmet Tevfik söyler bu sözü tamam
Solumda defterim sağımda kalem
Ben de teskereyi aldığım zaman
Göndermen mektubu ilazım değil 1

Askere Geliş Destanı

Tepliyi alınca bir haftam kaldı
Demek ki askerlik bize de geldi
Validem geride çok melül oldu
Allah ısmarladık ben gider oldum

Erkenden kalkıp da elveda ettim
Elbisem soyunup sandığa attım
Cümle Komsulardan bir niyet tuttum
Yönümü dönderip ben gider oldum

Gece saat beşte bindim Tirene
Kardeş selam söyle Köydekilere
Kara tiren nice yollar dolana
Sülüsümü alıp ben gider oldum

Validem elini öpüp ayrıldım
Coşkun sular gibi akıp devrildim
Bir vefasız yar sözüne bağlandım
İkrarını alıp ben gider oldum

Hekimhan'dan kesik köprü yolları
Kimse bilmez basa gelen halleri
Sarsap deresinin açmaz gülleri
Yazıhan’a doğru ben gider oldum

Saat yedi oldu geldim Dileğe
Nazım geçmez oldu zalim feleğe
Yolumuz uğradı Tohma durağa
Doğru Malatya'ya ben gider oldum

Ceyhan’dan köprüler geliyor bilin
İncirliğe geldim bağlandı yolum
Büyük Adana'da sormazlar hallim
Dağları asarak ben gider oldum

Narlı istasyonu gayetten güzel
Fevzi Paşa’ya geldim okunur gazel
Askerler dolanıp inzibat gezer
Ordan da öteye ben gider oldum

Balabanda yedik ekmeği aşı
Asker olanların yirmidir yaşı
Gelen istasyonun adı Yarbaşı
Osmaniye’ye doğru ben gider oldum 2

Turnalar

Turnanın havada uçuşu hoştur
Enme turnam yere yağmurdur, yaştır
Her nereye gitsen emeğin boştur
Antalya’dan sökün edin turnalar

Antalya’dan kalkıp havali ucun
Yüksek dağlarını selamet geçin
Isparta’ya inip soğuk su için
Eğridir gölüne konun turnalar

Eğridir gölünde sakin eğlenme
Mesken tutup buralara bağlanma
Sende benim gibi aska dağlanma
Ordan da Burdur’a geçin turnalar

Burdur’dan görünür Aydın’ın eli
Denizliden geçer İzmir’in yolu
Da ima yeşildir turnanın teli
Muğla Manisa’yı geçin turnalar

Bursa Balıkesir hem de Bolu’yu
Gezer Trakya’yı Anadolu’yu
Şaşırmazlar çarşambayı, salıyı
Sakarya’dan bir su için turnalar

İstanbul ilinden geçin İzmit’e
Sakin da gitmeyin denizden öte
Samsundan Sinop’tan doğru Kelkit’e
Orada istirahat edin turnalar

Kelkit’ten kalkıp ta havalı uçun
Erzurum yaylasını selamet geçin
Yüksek Ağrı Dağının başından geçin
Sakin yabancıya geçmen turnalar

Dönün Kars elinden geriye dönün
Öğrenin havası nasıl oranın
Dermanı yok yürekteki yaranın
Van Gölünden bir su için turnalar

Turnam ne gezersin Muş’u Bitlis’i
Gezmekle geçirdin bu sene kışı
Elazığ’a konup geçirin yazı
Doğru Malatya’ya geçin turnalar

Malatya’nın Beydağına konarsın
İçip içip soğuk sudan kanarsın
Bu memleket nere diye sorarsın
Ordan bana haber verin turnalar

Malatya’dan kalkın gece yarısı
Açtı mola bizim elin çalısı  
Naki Ulusoy’dur Tokat valisi
Onu da ziyaret edin turalar

Kayseri’de karamanda Konya’da
Konacak yer yok mu bütün dünyada
Kimseye sırrını söyleme yâda
O koca Sivas’a konun turnalar

Yeter turnam yeter fazla gezmeyin
İnip inip ask deryasın yüzmeyin
Sakın ola bir anda yoldan azmayın
Hekimhan dağına konun turnalar

Hekimhan dağları soğuk suludur
Dört kenarı köyler ile doludur
Oradan gecen yol sıla yoludur
Basak köyünü de görün turnalar

İşte oradadır benim vatanim
Altı aydır hasta oldum yatarım
Bir senedir hiç gelmiyor mektubum
Anneme çok selam söylen turnalar

Acep annem sağ mı kardeşler nerde
Turnam sen düşürdün beni bu derde
Benden selam söylen vatana yâre
Sevdiğimden haber verin turnalar

Ahmet Tevfık der ki bu da zamanı
Acep bizim daglar simdi duman mı
Telli turnam bizim ele konar mi
Belki o da vatanını arzular 3

Ömür Çiçeği

İlkbahar ayında acarsın dağda
Ömrümü tük ettin ömür çiçeği
Nolur bu sene de aç bizim elde
Nazlı yâre benzer ömür çiçeği

Taze kuzu otlar senin başını
Durduramaz gözlerinin yasini
Üç günlük ay sandım yârin kaşını
Parılayıp gezer ömür çiçeği

Sümbüle nergise benzemez rengi
Arasan bulunmaz menendi dengi
Navruzdan çiğdemden kıymetli kendi
Nede güzel kokar ömür çiçeği

Gülün ömrü azdır onun yanında
Sanki elma vardır al yanağında
Sıcağa dayanmaz temmuz gününde
Hemen rengi solar ömür çiçeği

Bu ömür çiçeği benziyor yâre
Ölmeden yüzünü görsem bir kere
Yalvarırım gelmez bir tenha yere
Benden kaçar gider ömür çiçeği

Ahmet Tevfik yeter düşme peşine
Can dayanmaz gözlerimin yaşına
Hayranım o yârin karakaşına
Ağlayıp geziyor ömür çiçeği 4

Düşünce

Beni bu hallere düşüren kimdir
Büktün kametimi benim düşünce
Benzini sarartıp solduran kimdir
Benim hep aklimi aldın düşünce

Sararıp solmuşum sanki bir gazel
Bulunmaz dünyada yar gibi güzel
Bütün dertlerini durmadan yazar
Yıktı viran etti beni düşünce

Seher zamanında esiyor yeller
Durup da ağlasam bana ne derler
Sazlar düzen tutmaz bozulmuş teller
Benim ile gezer zalim düşünce

Düşüne düşüne cıktım bir dağa
Seyrettim etrafı hem sola sağa
Simdi yaz gelmiştir bizim Basağa
Hasretin bağrımı yakar düşünce

Ahmet Tevfik derki nedir bu elem
Bir haber gelmiyor bulunmaz gelen
Versinler yârimi istemem kalan
Düseni doğrultmaz zalim düşünce 5

Yaylalar

Cıktım yücesine seyran eyledim
Kokar burcu burcu gülü yaylalar
Firgatinla oturup da ağladım
Akıyor gözümün seli yaylalar

Kara çadır dört yanını bürümüş
Duydum yârim göç eyleyip yürümüş
Yeni duydum bu ayrılık zorumuş
Ne kadar çetindir yolun yaylalar

Yükseğinde ala para karin var
Engininde benim nazlı yârim var
Artik o yaylada benim neyim var
Solsun yeşil ile alın yaylalar

Bir mektup geldi yaz bahar olmuş
Yaralı gözlerin yas ile dolmuş
Bende bilmiyorum yol nerde kalmış
Çok uzak çekiyor yolu yaylalar

Soğuktur suları her dem içilmez
Solmuştur bahçenin gülü açılmaz
Ne kadar kötü olsa yardan geçilmez
Tatlı tatlı kokar gülü yaylalar

Ne güzel otlu yemyeşil yolu
Yolun kenarında güzeller dolu
Giyinmiş yeşili çıkarmış alı
Bağı burcu burcu sümbül yaylalar

Bu yıl bu askerlik ne çok uzandı
Dağlar türlü çiçek ile bezendi
Geçmiyor günlerim yollar uzandı
Çok ta sarpa düşer yolu yaylalar

Ne soğuktur suyu güzel havası
Serindir yükseği sıcak ovası
Oturmuş keyif eder beyi ağası
Sözlü sohbetlidir dili yaylalar

Gün gelir çimeni kuruyup gider
Yâri asker olan durmaz ah eder
Sabahleyin erken honcular gider
Ne de kalabalık yolu yaylalar

Gece kalmış geçirmişim cağımı
Felek viran etti gonca bağımı
Masken ettim Isparta’nın dağını
Daha çok mu çeker yolu yaylalar

Destan yazma ile yayla görülmez
Güzelin üstüne güzel sevilmez
Ne kadar çok yazsam derdim dağılmaz
Artik yaklaşıyor olun yaylalar

Ahmet Tevfık durmaz güzel översin
Sen kendi halince güzel seversin
Ağlatma bizleri sende askersin
Yar burdan geçti mi acep yaylalar 6

Öksedım Yâre

On bir ay oluyor ayrı düseli
Kınamayın beni öksedim yâre
Ciğerlerim ask sözüyle pişeli
Kınamayın beni öksedim yâre

Firkatimden dağlar taslar iniler
Derdim artar dağlar taslar iniler
Benim gönlüm sevdiğimi arzular
Kınamayın beni öksedim yâre

Acep kısmetimde yok mu yar benim
Gece gündüz isim gücüm zor benim
Geceler rüyama girer yar benim
Kınamayın beni öksedim yare

Bir fidan yetirdim beş aylık oldu
Bende bilmiyorum yar nerde kaldı
Görmedim yüzünü eller mi aldı
Kınamayın beni öksedim yare

Verin kıratımı biner gezerim
Dağlar kardır kıstır belki azarım
Başıma geleni böyle yazarım
Kınamayın beni öksedim yare

Ahmet Tevfık yazar böyle şeyleri
Ağlamaktan kan yas dolu gözleri
Mevla’m kavuştursun gayri bizleri
Kınamayın beni öksedim yâre 7


İSMAİL ARAYICI’NIN A. TEVFİK ARAYICI İLE İLGİLİ OLARAK WWW.BASAKLİ.DE SİTESİNE GÖNDERDİĞİ MEKTUPLAR

Sevgili Ali Abi,

Bidöğ'ün, yani amcamın vaktiyle yazmış ve birçoğunu da bestelemiş olduğu eserleri burada bizlerle paylaştığın için çok teşekkür ediyorum. Yıllardır ben amcamın sende olduğunu söylediğin defteri arıyordum. Kıymetini bilen birinde yani sende olduğuna ve kaybolmadığına çok sevindim. Bu defteri aramamın nedeni ise o eserleri bir araya toplamak ve kitap haline getirerek gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlamaktı. Çünkü sahip olduğumuzu bu tür değerleri bulup ortaya çıkartmak bizim temel görevlerimizdendir. Hatta Gazi abimin de bahsettiği gibi halk ozanı Ali Güç (Âşık Veysel'in talebesi) amcamın Zile Türküsü adlı parçasını da kasetinde okuyacak. Eğer amcamın sende olan eserlerini, bunun dışında bildiğin başka eserleri de varsa sana zahmet toparlayıp bana ulaştırırsan sevinirim. Ayrıca buradan tüm Basaklılara sesleniyorum. Yazılı olmayıp ta Bidöğ’e ait olan türküler varsa bana iletsinler. İnanın çok güzel bir kitap ortaya çıkacak.
Tabi birde olayın yasal bir boyutu var. Telif hakları yasası gereğince bir kişiye ait eserlerin yayınlanıp çoğaltılabilmesi için kişi sağ ise kendisinde ölü ise varislerinden izin alınması gerekmektedir. Ben olayın bu kısmını hallederim.
Buradan çok sevdiğim ve çok değer verdiğim amcama Allahtan rahmet diliyorum.

Sevgi ve selamlar. 1
* * *
Sevgili Ali Merhaba;

Evet, haklısın senin de soyadın tutuyor, sen de burada doğal olarak hakkını istersin. Şaka bir yana da eğer bunu gerçekleştirebilirsem -ki bunu yapmayı çok arzuluyorum- masrafları çıktıktan sonra geliri ailesine ve köyün bazı hizmetlerine kullanılacaktır. Kim bilir belki de bu eserler ünlü sanatçılar tarafından seslendirilir ve bestelenirse büyük paralarda kazanılabilir. Bu yolda çalışma yapan insanlar desteklenir. Ancak bunları konuşmak için henüz erken onu zaman belirleyecek.
Şunu net bir şekilde söyleyebilirim. Bilgiler elime ulaştıktan en geç bir ay içinde ben o kitabı piyasaya çıkartırım. Hem de bir yayınevinin adıyla.

Sevgi ve selamlar. 2



* 21 Şubat 2007 günü Ankara’da İsmail Arayıcı’dan derlenmiştir.
1 Kasım Çınar tarafından 20.11.2005 tarihinde www.basakli.de sitesine gönderilmiştir. Şiirin altında, “18. Ekim 1960 Salı günü” tarihi vardır.
2 Kasım Çınar tarafından 23.11.2005 tarihinde www.basakli.de sitesine gönderilmiştir. Şiirin altında “25.11.1960” tarihi yazılıdır. Mahlas kullanılmamıştır.
3 Kasım Çınar tarafından 23.11.2005 tarihinde www.basakli.de sitesine gönderilmiştir. Şiirin altında, “17.10.1960 pazar günü saat 8.00´de” notu vardır.
4 Kasım Çınar tarafından 24 11 2005 tarihinde www.basakli.de sitesine gönderilmiştir. Şiirin altında “18. Ekim.1960 Salı günü” notu vardır.
5 Kasım Çınar tarafından 24 11 2005 tarihinde www.basakli.de sitesine gönderilmiştir.  Şiirin altında, “18.10.1960 gecesi saat 2 - 4 Arası” notu vardır.
6Kasım Çınar tarafından 3 Aralık 2005 tarihinde www.basakli.de sitesine gönderilmiştir.  Şiirin altında, ”19.Ekim 1960 Bugün kar yağdı” notu vardır.
7 Kasım Çınar tarafından 4 Aralık 2005 tarihinde www.basakli.de sitesine gönderilmiştir.
1 İsmail ARAYICI, 25 Kasım 2005, Ankara
2 İsmail ARAYICI, 25 Kasım 2005, Ankara

Yorumlar

Popüler Yayınlar